
Peki, bu kadar bilgi, beceri, zeka daha önce yok muydu? Kesinlikle vardı ama araçlar ve yöntemler daha farklı idi. Bir de toplumsal hedefler de insanoğlunun hızını etkiliyordu. Yani arz, talep meselesi. Geçenlerde bir arkadaşım "yaşadığımız bu yılların zekaya yönelik olduğunu, sannırım 2010’lu yıllar ve sonrasının daha içsel, daha romantik, daha özel hislerin yoğun olarak yaşanacağı yıllar olacağını" ifade etti. Tabi neye göre. Astroloji bilimine göre. Doğru olduğunu varsayıyorum ve şöyle bir yorum getiriyorum;
Zeka durmaz devam eder fakat insanlar, toplumlar daha fazla ”ben” ile uğraşıyor artık. Bilirsiniz ”ben” demek aslında ”ego” demektir. Bireylerin olduğu gibi toplumların da egoları, içsel dünyaları vardır. Daha çok kişiselleştirilmiş uygulamalar, daha niş ”social community” projeleri gibi. Bu terimler size sadece internet, web dünyasını hatırlatabilir ama değil. Din, medeniyet, kültür ve diğer etkenlerle insanların aidiyet duyguları nerede birleşiyorsa oraya daha hızlı ve keskin dönüşler yapacaklar. Ayrışma gibi görünen bu durum aksine globalleşme denilen iç içe network katmanlarını ortaya çıkaracak. Bireyin kendini daha rahat, daha güvenli ve daha özgür ifade edebilmesi diyebiliriz. İletişim ve teknolojinin bu denli gelişmesi, bu talebi sürekli karşılamaya çalıştığı için her alanda etkisini hissettirecek.
Yeni olan ne, sorumuza dönersek. Mısır pramitlerini yapan insanların astronomi konusunda müthiş bir bilgiye sahip olduklarını biliyoruz. Kişisel markalaşma diye anlatılan bir çok şeyin de tarihte yaşamış bir çok erdemli insan tarafından nasıl anlatıldığını da biliyoruz. Ama şu anda yöntem ve araçlar çok daha farklı ve mükemmelliğe doğru gidiyor. Tarihte insanların daha özel ve dar alanlarda, daha sade yaşamlar sürdüğünü biliyoruz. İhtişamlı saray yaşantılarından bahsetmiyorum. İnsanlar güç ve para ile dağıldıkça bir yandan da toparlanmaya çalışıyor gibi. Çünkü sonsuz isteklerin harcadığı bir şeyler var. O da yaşamı kaçırma ile ilgili.
Neden kişisel markalaşma diyoruz, sosyal medya diyoruz, network diyoruz! Daha kişisel ve daha basit kurgular tasarlıyoruz. İnsan mükemmel bir varlık olmakla birlikte içinde büyük bir ”yalın” olma durumu vardır. İçsel tatmin her zaman önde gelir. Çünkü sürekli kendi egosuna bağlanmak ister. Ancak bu şekilde anlayabilir varlığı, yaratılışı ve ”son” suzluğu. Eskilerde çekirdek hükmünde olan bilgileri müthiş bir ar-ge ile öyle kullanışlı hale getirir ki bize tüm bunlar yeni imiş gibi gelir.
Buluşlar gerçekleştirelim. Ama daha önemlisi bulunmuşlar üzerinde dünya çapında geliştirmeler yapalım. Zekayı, mantığı durdurmayalım fakat paralel bir şekilde varlığı ve kendimizi dinleyelim. Ses ve görüntü karmaşasından kurtularak doğru yansımaları keşfedelim. Her bir kişisel markalaşma adımının toplumsal gelişime katkıda bulunacağını ve bizden sonraki nesillerin ne kadar teşekkür edeceklerini unutmayalım.
Tüm bu gelişmelerin yeni diye adlandırıldığını düşünürsek o zaman ”siz” hep yeni olansınız aslında. Unutmayın zaten marka sizsiniz, reklamınızı yapın.
Saygılarımla.
1 yorum:
Yuts, daw palagpat imo blog.
Yorum Gönder