Dünyaya geliş amacınızı hiç düşündünüz mü?
Diyelim ki, hayattaki nefes alma süreniz doldu ve öbür dünyaya gittiniz. Sizi bu dünyada çok büyük işler başarmış birisi karşıladı. Örneğin; Atatürk, Edison, Newton, Nobel, Galile, Einstein veya Mimar Sinan… Size ne söylemesini isterdiniz? Lütfen bir an için okumayı bırakın, gözlerinizi kapatın ve durumu hayal edin. Size ne denmesini isterdiniz?
Eminim bir cevabınız vardır. Cevap her ne olursa olsun, önemli olan var olması. Eğer cevabınız yoksa bunu hemen düşünmeye başlasınız iyi edersiniz, derim. Burada en ideal cevap, “Aferin evlat, iyi iş başardın” olurdu.
Yaşam, sadece doğumlu ölüm arasındaki çizgiden ibaret değildir. Önemli olan bu iki nokta arasındaki noktaların sayısı ve nitelikleridir. Bunun üzerinde düşünmeniz, ne yaptığınızı, ne yapacağınızı tekrar gözden geçirmeniz gerekir. Tekrar diyorum; çünkü dünya durağan değil, çünkü hayat sürekli değişmekte ve gelişmekte, çağdaş yaşam bizleri sürekli olarak bir yerlere doğru sürüklemekte ve dolayısıyla bizler de bununla uyum içinde, hemen her gün değişmekteyiz. Bu değişim içinde önemli olan en iyiyi, en güzeli, en doğruyu, en zekice olanı, en keyif vereni; hayat geminizin dümenini çağdaş yaşamın delice esen rüzgârlarına bırakmadan yaşamaktır. Yani yaşamınızın dümenine geçip en iyi versiyonuna ulaşmak hepimizin hakkı.
Peki, bunu nasıl yapacağız? Kendi kendimize bunu nasıl yapabiliriz? Bunun bir yolu, yöntemi var mıdır? Elbette vardır? Hem de çok basit deyip,size kısa bir formül vermemi beklemeyin. Çünkü bu potansiyel herkesin kendi içinde zaten var. Bunun cevabı ne bende, ne de bir başkasında olamaz. Sadece sizde.
Şimdiye kadar ki tüm yanılgımız yanıtların yaşamımızı değiştireceğini sanmamızdandır. Oysa önemli olan sorulardır. Doğru sorular, sihirli sorular, bizi ileriye taşıyan, çözüme odaklı sorular. Yani bir nevi kendi kendinize koçluk yapmanız, doğru sorular sormanız, iyi seçimler yapmanız, kendinizi tanımanız, ne istediğinizi hem de gerçekten neyi istediğinizi bulmanız, sizi engelleyen noktaların ne olduğunu tespit etmeniz, bunlar üzerine odaklanıp, yeni yeni şeyler denemeniz, kendinizi sürekli kontrol etmeniz…
Takılıp kalmak, işin içinden çıkamamak, neden-niçin sorularıyla boğuşmak, çünkü cevabına ulaşamamak, sürekli didinip yorulmak ve sonunda pes etmek bu yüzdendir. Hep bunlar kendi kendinize doğru sorular soramadığınız için olur.
Bu işi profesyonelce yapan hayat koçları sizlerin yaşam amaçlarınızı bulmanıza, vizyonunuzu belirlemenize, hayatınızın tüm yaşam alanlarında (iş, para, kariyer, aşk hayatı vs.) arzuladığınız gibi bir hayata kavuşmanızda size yol arkadaşlığı yaparken asla sorularınıza cevap vermezler. Ama büyülü soruları ile sizin içinizdeki cevheri çıkarmanıza yardımcı olurlar. Ayrıca hayat koçları kişilere sadece profesyonel olarak yardım etmekle kalmaz, kişinin kendisine koçluk yapması için nasıl bir yol izlemesi gerektiğini de öğretirler. Bir kez koçluk hizmeti alan kişi, artık kendisine ne sorular soracağını bilir, yaşamının nasıl en iyi versiyonuna ulaşacağını, bunu nasıl devam ettirebileceğini de…
Kendi kendinize doğru sorular sorabildiğiniz oranda ilerlersiniz, farkına varırsınız, vizyonunuzu belirlersiniz, kısaca yaşamınızı daha kaliteli hale getirebilir, hatta bir marka olursunuz.
NURHAYAT İNAN
YAŞAM KOÇU
*** Sevgili Nurhayat İnan'a bu değerli yazı için teşekkür ediyorum. Faydalı olabilmesi dileği ile. M.E.
4 yorum:
"Bir garip yolcuyum hayat yolunda yolunu kaybetmiş perişanım ben..." demek istemeyorsanız içinizdeki özü duyun. Duyamıyorsanız bir yaşam koçunuz olsun. Özünüzün sesini duyuracak kulak, ışığını görmenizi sağlayacak göz olsun. Hele yaşam koçunuzun adı Nurhayat olursa bir de fazladan metaforunuz olur. Başarılarının devamını dilerim:)
yorucu ve sıkı bir çalışmanın ardından moral bozukluğu yada motivasyon eksikliğiyle karşılaşırsak ne yapılması gerekli?örneğin bir sınav var önünüzde çalıştınız ama bir sorun var kazanamayacak gibi hissediyorsunuz ve ümitsizliğe düşüyorsunuz?ve kazanamazsanız hayatınızdan çok şey eksilecek ,iyi bir kariyer,insanların ve en önemlisi ailenin size bakış açısı,yeni bir hayat tarzı yakalamak içinde o sınavı kazanmanız gerekli başka şansınız yok..ne yapılması gereklidir bu durumda ...teşekkürler
Nurhayat hanımefendinin sorunuza kısa cevabı şöyle;
Her insanın bir vizyonu olmalı. Vizyon hayatınızın büyük resmidir. Bir nevi puzzle olarak düşünün. Yaşadığınız her gün, her olay bu puzzle'ın bir parçasıdır. Hatırlayın çocukken puzzle parçalarını yerleştirirken yanlış parçayı yanlış yere koymaya çalışmısızdır hepimiz. İşte sizin anlattığınız olay da tam bunun gibi, sadece tüm hayatınızın bir puzzle parçası... Eğer olumsuz şeyler oluyorsa sonuçta, yanlış yere ya da yanlış zamanda parça koyuyorsunuz demektir.
İlk başta motivasyon eksikliği ve negatif düşüncelerin beyninize doluşmasına izin verdiğiniz takdirde bunlar size ve takibinde sözkonusu olaya mutlaka yansır. Çünkü herşey düşünce ile başlar. Sonra duygu daha sonra da davranış gelir. Baştan düşüncenin olumlu olmasına dikkat etmeli. Evrensel dil kodlamalarını da bilirseniz bunun üstesinden gelmeniz daha kolay olacaktır.
Kısaca yanıt vermeya çalıştım ancak karşılıklı olarak uzun bir süre anlatılmaya ve deneyimler yaşanmaya müsait çok geniş bir konu sormuşsunuz. Yardımcı olabilirsem sevinirim.
Yorum Gönder