13 Ağustos 2008 Çarşamba
Her mesaj da cevaplanır mıymış? // İletişimde 10 madde.
Reklamhavuzu ajansımı kurduğum zamanlarda (şu anda faal değil) ister bana, ister iletişim adresime mailler gelirdi. İlgili, ilgisiz bir çok mail. Hemen hepsine en kısa sürede, olumlu, olumsuz ya da teşekkür mesajları dönerdik. Bu durum, gelen telefonlar için de aynı şekilde olurdu. Ve arkasından şu cümleler “Mesajıma cevap verileceğini hiç beklemiyordum. Ya da bu kadar erken cevap geleceğini“ diye şaşkınlık ifadeleri. Bende hafif bir gülümseme, klasik ifade ile iletişim anlayışımız bu şekilde. Asıl ben garip karşılıyordum bu şaşkınlığı.
Hep şunu gördük, hala da görüyoruz. E-postalar cevapsız bırakılır, telefonlara çıkılmaz, talepler, şikayetler, teklifler değerlendirilmez v.s. Ama sanırım devir değişiyor, biz de artık öğreniyoruz hızlı, pratik, iş bitirici ve ”net” olmayı. Projemle ilgili yatırımcı firma arıyorum diyelim. Avrupa ya da Amerika’daki önemli kişilerle Xing ya da Linkedin’den irtibat kuruyorum. Ve sonra mailleşiyorum. Cevaplar çok hızlı, anlaşılır ve net. Şaşkınlık içindeyim ben de. Türkiye’de de bazı kişilerle mesajlaşıyorum, yine aynı hassasiyet var. Fakat bu kişiler de yabancı kültürden nasibini fazlasıyla almış şanslı kişiler, yani azınlık.
Her yerde soruluyor, "neden ülkemizde güzel şeyler olmuyor" diye. Işte bu iletişime, yaratıcı fikirlere, girişimciliğe saygı duyulmamasından kaynaklanıyor. Üstüne bir de bencillk, kıskançlık ve arkadan konuşma eklenince gerisini siz düşünün.
Kişisel markalaşmanın en önemli özelliklerinden biri alçak gönüllü olmaktır. Sürekli hava atan, burun seviyesi hep yukarılarda gezen tipler marka balonlarıdır, kişisel marka değil. Saygı ve hoşgörü ile iletişime açık olana insanlar asıl markalaşmanın bireyin tek başına değil çevresine yansıması ile gerçekleştiğini bilirler.
Beni tanıyanlar Nisan 2003’ten bu yana ne yapmak istediğimi çok iyi bilirler. O günden şu yazıyı yazdığım ana kadar bana bu şekilde cevap verenlere teşekkür ediyorum. Bu şekilde cevap veremediklerimden de özür diliyorum.
Bir kaç maddeyi tekrar etmekte fayda var;
1- İletişime açık olun.
2- Olumlu ya da olumsuz cevap verin. Geç kalmış olsanız dahi.
3- İletişimi başlatan ilk kişiye önce saygı duyun, sonra ilişki derecenizi ayarlayın.
4- Tutamayacağınız sözleri vermeyin, “HAYIR” denmesi gerekiyorsa, evirip çevirmeden bu kelimeyi söyleyin.
5- İletişim trafiğinizi ve algılamayı siz yönetin, başkaları değil.
6- Vücut diliniz zor ve kapalı bir insan olduğunuz izlenimini vermesin. Rahat ve yakın durun.
7- Sözlü ya da yazılı her heceniz ağzınızdan bir kez çıkar, geri alma butonu yoktur.
8- Her iletişimin kişisel markanıza kattığı ya da eksilttiği değeri sürekli ölçün.
9- Eleştirin, yol gösterin ama tarzınız sakın kırıcı olmasın.
10- Marka Sizsiniz. Doğru kanallarda, uygun zamanlarda, doğru kişilere kendinizi anlatmayı unutmayın!
Sevgilerimle.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder