6 Kasım 2008 Perşembe

Neden ben ?

Wimbledon’ın ilk zenci şampiyonu efsanevi tenisçi Arthur Ashe, kan naklinden kaptığı AIDS virüsü nedeniyle ölüm döşeğindeydi. Hayranlarından birisi sordu: “Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?” Arthur Ashe cevap verdi: “Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar, 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir, 500 bini profesyonel tenişçi olur, 50 bini yarşmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50’si Wimbledon’a kadar gelir, 4’ü yarı finale, 2’si finale kadar kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı’ya “neden ben?” diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken Tanrı’ya nasıl “neden ben” diye sorabilirim. Mutluluk insanı tatlı yapar, başarı ışıltılı. Zorluklar ise güçlü… Hüzün insanı insan yapar, yenilgi mütevazi… Tanrı’ya asla “Neden ben?” diye sormayın. Ne olacaksa, olur…

Başarılı olan insanların bir çoğunun, kazanılan başarıdan sonra içine düştüğü kötü bir yanılgı vardır… “Hayatın, elde edilen başarıdan dolayı insana borçlu kalması” durumu. Bu nedenle bir çok başarılı olmuş insan, geçmişe takılıp kalır ve bir ilerleme gösteremez. Bir aşama öteye atamaz kendisini.

Bunu ben de yaşıyorum bazen. Oldukça parlak ancak “geçmişte kalmış” bir geçmişim var diye, ulaşabileceğim bir sürü yeni başarıdan kendimi mahrum ettiğimi düşünüyorum.

Ve daha sonra, mahrum olduğum her başarının ardından soruyorum; “Neden olmadı? Neden ben? Başkası bunu yaptıysa ben neden başaramadım? Nedir benimle alıp veremediğin?” Oysa tıpkı yukarıdaki öyküde Arthur Ashe’nin dediği gibi, başardığım zaman dönüp, “Neden Ben?” diye sormamıştım hiç bir zaman. Çünkü istemiş, onun için çalışmış, daime iyi niyetimi korumuş ve başarıya ulaşmıştım.

Aynı tenis dünyasında olduğu gibi, içinde bulunduğumuz her sektör için binlerce hatta bazen milyonlarca kişi, bir şeyler yapabilmek adına çalışmaya başlar. Yol ilerledikçe, bazen kişilerin hedeflerine, bazen kişiliklerine, bazen de yolun koşullarına göre sayı giderek azalır. Yolun başında yola çıkan kişilere “başarılı olmak istiyor musunuz” şeklinde bir soru sorulsa, belki %90’ı “Eveeeet” diye yanıt verecektir ancak bunların yanlızca %10-15 kadarı başardığını görebilecektir. İyi niyet ile, çok çalışarak yolu tamamlayanlar, ne yolun başında, ne de yolun sonunda, Tanrı’ya dönerek “Neden Ben” diye sormayacaklardır…
*** Tuncay Tuncer'in kişisel sayfası olan www.tuncaytuncer.com dan alınmıştır. Teşekkür ediyoruz.

Hiç yorum yok: