30 Ekim 2008 Perşembe

“Marka Sizsiniz” den ne öğrendim ?



- Bu sürecin aslında bir "yüzleşme" olduğunu öğrendim. Tüm yaşam hikayemizi bir film gibi gözümüzün önüne getirerek. "Ben kimim, ne olmak istiyordum, şu anda neredeyim" gibi soruların içsel anlamda en vicdani cevaplarını düşünmek.

- Her gece yatarken bugün neleri kazanamadığımızı, kaçırdığımızı düşünmenin, sabah insanı daha farklı stratejilere yönelttiğini fark ettim.

- Doğuştan gelen, üzerine eğitim ve tecrübeyi de ekleyerek kazandığımız kabiliyetlerimizi bilerek körelttiğimizi öğrendim.

- Atalet ve unutkanlığın en büyük düşmanım olduğunu öğrendim. Başka düşmanlar da var, okumamak, düşünmemek, analiz etmemek, planlamamak gibi.

- "Aman ne gerek var" diyerek yakınlarıma karşı uygulamadığım her "saygı" kuralının “sevgi” denilen şeyi nasıl kemirdiğini anladım.

- Her kitabın, her yazının, her konuşmanın aslında bir birinin tekrarı olduğunu, sadece farklı üslup ve örneklerle bildiğimiz şeyleri bize tekrar tekrar hatırlattığını öğrendim. Lisede iken not tuttuğum defterim hala başucumdadır.

- Bilerek veya bilmeyerek daha iyi yaşamak adına sırtıma ne kadar çok yük aldığımı fark ettim. Ve kişisel markalaşmanın aslında daha da yalınlaşma, sadeleşme, şeffaflaşma olduğunu öğrendim.

- Herşeyin, herkes tarafından farklı algılandığını ve davranışlarımı bu çerçevede sabır, hoşgörü göstererek ayarlamam gerektiğini öğrendim.

- Henüz 2 yaşında olmayan çocuğuma bakarak küçükken, iyi-kötü ne de çok şey öğrendiğimi fark ettim. Ne kadar özen göstermeye çalışsam da "iyi şeyler öğrensin, uygulasın" diye dua etmekten başka çarem olmadığını öğrendim.

- Kontrolsüz gücün, insanın kendisini nasıl zehirlediğini öğrendim. Yani hırs ve realitenin dengesi.

- Geçmiş ve gelecek kavramlarını yanlış algıladığımı öğrendim. Çizgisel bir düzlem değil, dairesel bir yaşam alanında zamanın üstümüzden bir rüzgar gibi geçtiğini fark ettim. Önemli olan bu rüzgarın olumsuz etkisini azaltmak ve doğru yönlendirmek olduğunu öğrendim. (Belki bu algım da yanlıştır, yardım etmek isteyen var mı? )

- Tarihi, toplumları, trendleri, ve geçmişten gelen yanlışları daha fazla incelemem gerektiğini öğrendim.

Ben bunları “öğrendim” diye yazıyorum ama aslında “tekrar fark etmek” diyebiliriz. Doğru adımları uygulamadıktan sonra laf-ı güzaftır.

Saygılarımla.

Hiç yorum yok: