Bir soru;
"yorucu ve sıkı bir çalışmanın ardından moral bozukluğu yada motivasyon eksikliğiyle karşılaşırsak ne yapılması gerekli?örneğin bir sınav var önünüzde çalıştınız ama bir sorun var kazanamayacak gibi hissediyorsunuz ve ümitsizliğe düşüyorsunuz?ve kazanamazsanız hayatınızdan çok şey eksilecek ,iyi bir kariyer,insanların ve en önemlisi ailenin size bakış açısı,yeni bir hayat tarzı yakalamak içinde o sınavı kazanmanız gerekli başka şansınız yok..ne yapılması gereklidir bu durumda ...teşekkürler"
"yorucu ve sıkı bir çalışmanın ardından moral bozukluğu yada motivasyon eksikliğiyle karşılaşırsak ne yapılması gerekli?örneğin bir sınav var önünüzde çalıştınız ama bir sorun var kazanamayacak gibi hissediyorsunuz ve ümitsizliğe düşüyorsunuz?ve kazanamazsanız hayatınızdan çok şey eksilecek ,iyi bir kariyer,insanların ve en önemlisi ailenin size bakış açısı,yeni bir hayat tarzı yakalamak içinde o sınavı kazanmanız gerekli başka şansınız yok..ne yapılması gereklidir bu durumda ...teşekkürler"
Doğru mu acaba ! Nereden biliyorsunuz? Yoksa kaderinizi mi okudunuz? Ya da yaşamınızdaki kontrol tamamen sizin elinizde mi? Eğer yaratıcı ve yaratılış inancınız yok ise bu sorulara yaklaşımınız farklı olur, o ayrı konu. Bana göre önce bu algıyı kırmak gerek. Gerçekten doğru ve planlı bir şekilde çok çalışarak her hangi bir sınava, işe, girişime hazırlıklı olmak, elimizden geleni yapmak bizim görevimiz. Fakat sonucunu çok fazla, yani kesine yakın şekilde tahmin etmemek gerekir. Hani derler ya “gelin ata binmiş, gideceği evi şaşırmış”. Ya da “umma ki, küsmeyesin” diye.
Burada kader, kısmet konusuna girecek değilim ama emin olun bazen ne yaparsınız yapın bir şeyler olmaz. Demek ki ya hedefleri değiştirmek gerekir, ya da yöntemleri. Genlerinize, kişiliğinize, tecrübenize uymayan hedefler hayalden öteye gidemeyebilir. Aman dikkat, bu bilimsel olarak da ispatlanmıştır. Bildiğiniz gibi bu konuda üniversite mezunu olmak da kar etmeyebiliyor.
Soruya tekrar gelirsek. İnsan bir iki denemede bir şeyleri başaramayabilir. Ama ısrarla aynı hataları tekrar ediyorsa sorunu kendisinde aramalıdır. Peki her başarısızlık bir yıkım mıdır? Aksine bir kamçıdır, bir hırstır, bir motivasyondur. Ülkemizde genelde üniversite sınavları için bu durum yaşanır. Hani “tüm hayatımızın bağlı olduğu 3,5 saat” gibi algılanan sınav. Geleceğimiz, maddi olanaklarımız için doğru buna katılıyorum. Fakat emin olun maddi kazanç hiçbir zaman sadece üniversite sınavına bağlı olmamıştır dünayda. Sınavı kazanamayan genç arkadaş üzülerek, ailesiyle beraber hep birlikte depresyona gireceğine çözüm ve planlama olarak şu üç maddeyi düşünmez.
1- Hatalarım, eksiklerim nelerdi, bir dahaki sınava nasıl hazırlanmalıyım?
2- Bu aşamada gelir açısından part time iş yapabilir miyim?
3- Bu sınavı hiç kazanamazsam hangi yeteneklerimle hayata tutunabilir, geleceğimi kazanabilirim.
Bir de soruda “başkalarının bakış açısı” var. Zaten bizi yiyip bitiren de bu değil mi? Ailem ne der, çevrem nasıl karşılar v.s. Ne zaman kendiniz olacaksınız Allah aşkına. 50 yaşında mı? Ne zaman, gerçek kendinizi ifade edebilceksiniz? Kaç defa risk aldınız kendiniz için? Günde kaç dakika kendinizi dinleyebiliyorsunuz?
Burada kader, kısmet konusuna girecek değilim ama emin olun bazen ne yaparsınız yapın bir şeyler olmaz. Demek ki ya hedefleri değiştirmek gerekir, ya da yöntemleri. Genlerinize, kişiliğinize, tecrübenize uymayan hedefler hayalden öteye gidemeyebilir. Aman dikkat, bu bilimsel olarak da ispatlanmıştır. Bildiğiniz gibi bu konuda üniversite mezunu olmak da kar etmeyebiliyor.
Soruya tekrar gelirsek. İnsan bir iki denemede bir şeyleri başaramayabilir. Ama ısrarla aynı hataları tekrar ediyorsa sorunu kendisinde aramalıdır. Peki her başarısızlık bir yıkım mıdır? Aksine bir kamçıdır, bir hırstır, bir motivasyondur. Ülkemizde genelde üniversite sınavları için bu durum yaşanır. Hani “tüm hayatımızın bağlı olduğu 3,5 saat” gibi algılanan sınav. Geleceğimiz, maddi olanaklarımız için doğru buna katılıyorum. Fakat emin olun maddi kazanç hiçbir zaman sadece üniversite sınavına bağlı olmamıştır dünayda. Sınavı kazanamayan genç arkadaş üzülerek, ailesiyle beraber hep birlikte depresyona gireceğine çözüm ve planlama olarak şu üç maddeyi düşünmez.
1- Hatalarım, eksiklerim nelerdi, bir dahaki sınava nasıl hazırlanmalıyım?
2- Bu aşamada gelir açısından part time iş yapabilir miyim?
3- Bu sınavı hiç kazanamazsam hangi yeteneklerimle hayata tutunabilir, geleceğimi kazanabilirim.
Bir de soruda “başkalarının bakış açısı” var. Zaten bizi yiyip bitiren de bu değil mi? Ailem ne der, çevrem nasıl karşılar v.s. Ne zaman kendiniz olacaksınız Allah aşkına. 50 yaşında mı? Ne zaman, gerçek kendinizi ifade edebilceksiniz? Kaç defa risk aldınız kendiniz için? Günde kaç dakika kendinizi dinleyebiliyorsunuz?
Kişisel markalaşmanı ilk yolu kendini tanımak, tanımlamak ve sonrasında ısrarla tanıtmaktır. Kabiliyetsiz insan yoktur, kabilyetlerini keşfedemeyen, körelten insan da çoktur malesef.
Son olarak, yaşamda kafa yorduğunuz her şey sabırla, saygı ile, hoşgörü ile karşılayamadığınız içindir. Her şeyde bir hayır vardır, bunu gerçekten unutmayın. Ve “gün doğmadan neler doğar” sözü zaten ortada. Şans faktörüne katılıyorum, “evet” Ama derler ki şans, onu arayanları bulurmuş.
Son olarak, yaşamda kafa yorduğunuz her şey sabırla, saygı ile, hoşgörü ile karşılayamadığınız içindir. Her şeyde bir hayır vardır, bunu gerçekten unutmayın. Ve “gün doğmadan neler doğar” sözü zaten ortada. Şans faktörüne katılıyorum, “evet” Ama derler ki şans, onu arayanları bulurmuş.
Hayatımdaki ilginç bağlantıları, sonunda başarısızlık ama sonrasında “hayırlı” olan şeyleri yazsam kitap olur. Ve tüm bunları düşünerek gülümsüyorum, sabrediyorum ve şükrediyorum. Ve hala bir çok genç arkadaştan, öğrenciden çok daha fazla çalışıyorum, çok daha fazla kitap okuyorum.
Umarım bir katkısı olmuştur. Saygılarımla.
Umarım bir katkısı olmuştur. Saygılarımla.
2 yorum:
kendi benzer düşüncelerime ortak olduğunuzu düşündüğüm için bir çırpıda ve büyük bir keyifle okudum yazdıklarınızı.
dönem dönem ben de inişler yaşadım ama hiç pes etmedim.çünkü ben başarısızlığa inanmıyorum.
başarısızlık diye birşey yoktur geri bildirim vardır inancındayım.
pekçok kişinin "başarısızlık" olarak görebileceği durumu ben "bu şekilde/bu yöntemle olmadı,eksik var/hata var" gibi düşünürüm...
elbetteki hayatın gerçeklerini gözardı edemem ve böyle bir yaşam lüksüm yok benim.ancak hayatın gerçekleri demek "karamsar olmak" demek değil ve ben biliyorum ki ne kadar iyi,olumlu düşünürsem çabalarım da bu yönde olacaktır."nasıl bakarsan öyle görürsün" olayındaki şu meşhur bardağın boş ve dolu tarafını görme durumuyla alakalıdır aslında bu...
başarısızlık yoktur dedim ya tabiki istediğim şey istediğim gibi olmazsa üzülürüm ama hüsrana uğramam.eksiklerimi görürüm,artılarımın farkına varırım ve geri adım atmam,tekrar denerim:)
okurken belki çok yorucu gibi gelebilir insana ancak yaşarken hiçte öyle değil.oturup ağlamaktansa mücadele etmek daha keyifli.
dediğiniz gibi başkalarının başarısızlık olarak tanımlayabileceği durumlar aslında kişi için başka iyi şeylere vesile olmuş olabilir.önemli olan bence farkında olmak...
evet Murat bey,bence anahtar kelime kesinlikle "farkında olmak" .
sevgi ve saygılarımla.
ne kadar da doğru söylemler bunlar ama genç arkadaşlar maalesefki gençlik hezeyanlarına kurban ediyorlar geleceklerini,şimdi geçmişe bakınca kaçımız ah o yıllara dönseydik demiyoruz ki,çünkü belli bir yaşa gelince bir zamanlar önümüzde dağ gibi gözüken sorunların aslında ufak soruncuklar olmuş olduğunu farkediyoruz,oysa önemli olan doğru zamanda doğru kararları verebilmek ve sizinde belirttiğiniz gibi asla yılmamak,çözümsüzlük çözüm değildir yeterki kendimize acımayı bırakalım ,çünkü bu kolay olan,zor olan ise hedef belirlemek ve her ne olursa olsun ona doğru yol almak ve hiç kolay olmayacağını bilmek....
Yorum Gönder